Myanmar’da bulunan bu antik kentten etkilenmemek elde değil. Marco Polo’nun yolu Bagan’a düştüğünde seyahatnamesinde bu şehri güzel bir şekilde tasvir etmiştir: ‘’Çınlayan zil ve keşişlerin kıyafetlerinin hışırtı sesleriyle yaldızlı canlı bir şehir’’
Dünyadaki en büyük arkeolojik alanlardan biri olan bu alanda 2200’den fazla tapınak bulunmaktadır. Tapınaklar şehri olarak da bilinen bu şehir Pagan Krallığı’na Başkentlik yapmıştır. O dönemde 10.000’den fazla tapınak inşa edilmiştir fakat Moğol istilaları ve depremler sonucu çoğu varlığını sürdürmese de 2200 tapınakta azımsanamayacak bir sayı.
Tapınakların etrafında keşif yaparken zor olan tek şey hangi pagodaları gezeceğiniz kararını vermek olacaktır. Bu hangi tapınak olursa olsun hem temiz tutmak hem de saygı göstermek amacıyla ayakkabılarınızı ve çoraplarınızı çıkardığınızdan emin olun.
Ananda Pagoda
En çok bilinen ve belki de en güzel pagodalardan biri olan bu tapınağın bir de efsanesi var. Kral Kyanzitta zamanında Hindistan’dan yola çıkıp Bagan’a gelen sekiz keşiş kralın huzurunda Himalaya Dağları’ndaki bir tapınağı anlattırlar. Bu tapınağın nasıl bir görüntüye sahip olduğunu anlaması amacıylada bir tasvir hazırlarlar. Tağınağı çok beğenen kral aynısının Bagan’a inşa edilmesi için emir verir. Tapınak inşa edildikten sonra bir daha bir benzeri yapılamasın diye mimarları idam ettirir.
Dhammayangyi Tapınağı
Bagan Ovasında ki en büyük tapınak, 1170 yılında Kral Narathu tarafından yaptırılmıştır. Kral Narathu tahta geçmek amacıyla babasını ve kardeşini öldürür. Bunun üzerine kötü karması için endişelenir ve bu büyük tapınağı inşa ettirir fakat tapınak tamamlanamaz çünkü kral öldürülür. Belki de başkalarına yaptıklarınının aynısını yaşaması kaçınılmazdır.